Unutulmuş Sevgililer Günü Filmleri

Standard

İlk olarak günü birlikte geçirecek bir aşkı olanların Sevgililer Günü kutlu olsun! Diğer yandan bu “zaten baştan şirketler para yapsın, kapitalizm kazansın diye uydurulmuş” günü yanlız geçireceklerin de “Sevgililer Günü Lanet Olsun!” günü kutlu olsun!

Sevgililer Günü anısına Beyazperde.com “En iyi ve en kötü 5 aşk filmi” dosyası hazırladı. Henüz okumamış olanlar bu paragrafa tıklayarak okuyabilir.

Hem bu yazıyı okuduktan, hem de internette benzeri başka listeleri okuduktan sonra bir kaç önemli aşk filmini unuttuğumun farkına vardım. Arayı kapatmak için de hatırlasaydım en iyi 5 listeme girebilecek filmlerden en azından burada bahsetmek istedim:

Marty: Efsanevi tiyatro ve senaryo yazarı Paddy Chayefski’nin (Şebeke) 1955 yılında en iyi film Oscar’ı kazanan klasiği, dönemin aşk filmi şablonunun aksine karizmatik, zengin ve güzel karakterlerin değil de yanlız, işçi sınıfı, görsel bakımdan çekici olmayan iki kişiliğin kendilerini kaale almayan sert bir dünyada bir araya gelmelerini anlatıyor. Kariyerinin performansı ile en iyi erkek oyuncu Oscar’ını kazanan Ernest Borgnine’ın başını çektiği muazzam kadrosuyla Marty, yürek ısıtan bir film.

Cherbourg Şemsiyeleri: Bütün repliklerin şarkı olarak söylendiği 1964 yapımı bir Frasız trajedisi mi? Biliyorum, ilk bakışta kulaklara hemen izlenecek bir aşk filmi gibi gelmiyor. Fakat Cherbourg Şemsiyeleri, bu filmdeki ilk başrolü ile dünya sinemasına kallavi bir adım atan güzeller güzeli Catherine Deneuve’ün başını çektiği yetenekli kadrosu ve renk dolu sinematografisi ile sinema tarhinin en etkileyici melodramlarından biri. Filmin yasak aşklar ve vahim tesadüflerle dolu hikayesi klasik yeşilçam severlerin hoşuna gidecektir.

There Will Be Blood: Bir adamın para ile olan aşkı ancak bu kadar tutku ile betimlenebilirdi.

Leave a comment